
Özel okulların sosyal medya hataları: 10 hata
- Eğitim sektöründe dijital pazarlama
- Nisan 26, 2023
Sosyal medya kanalları, velilere ulaşmak, öğrenciyle iletişimi sürdürülebilir hale getirmek ve potansiyel veli-öğrenci adaylarıyla etkileşime girmek için eşsiz bir yer. Aynı zamanda okuldaki faaliyetleri, eğitim anlayışını ve benzersiz özelliklerinizi yıl boyu anlatmak için iyi bir kanal. Bu yazımızda özel okulların sosyal medya hataları konusunu on maddede ele alacak ve çözümlerini açıklayacağız.
Merhaba, ben Seda Burcu İpek. Özel okulların sosyal medyada yaptığı hatalar hakkında mümkün olduğu kadar açıklayıcı ve faydalı olmasını umuyorum.
Recro Digital Marketing olarak yurt dışı eğitim, anaokulu, ilkokul, ortaokul gibi farklı kurumlara sosyal medya ajansı hizmeti veriyoruz. Sorularınız ve yorumlarınız için bana seda@recrodigital.com e-mail adresim üzerinden yazabilirsiniz.
1- Tüm sosyal medya kanallarında varlık göstermeye çalışmak
Instagram, Facebook, YouTube, Pinterest, LinkedIn, Twitter, Telegram, WhatsApp Business, TikTok… Bunların her biri farklı hedef kitlelere ve içerik özelliklerine sahip sosyal medya kanalları. Instagram’ın hedef kitlesi ve etkileşime girdiği içerik türüyle, Twitter’ın dinamikleri çok farklı.
Özel okulların sosyal medya hatalarından biri bu kanalların her birinde yayın yapmaya çalışmak. İçerik üretimi, yayını ve tanıtımlarını göz önünde bulundurduğunuz zaman hepsine emek ve bütçe israfına neden olacaktır. Tabii ki bu kanalların kullanıcı isimlerini almak, taklit edilmemek açısından önemli.
Örnek vermek gerekirse Pinterest, sosyal medya kullanıcılarının yaşam tarzı içeriklerini kaydettiği ve galeri olarak kullandığı bir kanal. Genellikle görsellik içeren, estetik amaçlar taşıyan ve hobileri ön planda tutan, bilgilendiriciliği ikinci planda tutan bir kanal. Alışveriş, yaşam tarzı gibi temaları ön planda.
Diğer yandan YouTube, izleyicilerin istikrarlı bir yayın takvimiyle sürdürülebilir yayınları takip ettiği bir kanal.
Twitter, bilgilendirici ve yazılı içeriğin yoğun olarak yer aldığı, hashtag stratejisine dayalı bir platform. Hemen her gün yoğun gündeminde politika ve futbol yer alıyor.
Bu kanallardan hangisinde var olacağınızı seçerken yıl boyu ne yapacağınızı da göz önünde bulundurmak kaynaklarınızı korumanız açısından önemli. Bu kanalları seçerken stratejinizde hedefleri iyi tanımlamak önemli. Yine bir örnekle okulunuzda öğrencilere burs sağlayacak profesyonellere ulaşmak istiyorsanız LinkedIn kanalı ciddi bir önem taşıyor.
2- İçerik stratejisi olmadan yayına almak
Bir kişi ailenizden biri veya okulunuzun personeli değilse neden sosyal medya hesabınızı takip etsin? Hesabınızdaki içerikler takip edilebilmek, etkileşime girebilmek için ne gibi motivasyonlar taşıyor? Bu soruların yanıtları içerik stratejinizi altında taşıyor.
Okulunuzla ilgili sürekli “iyi tatiller”, “sınavlarımız başladı” gibi içerikleri yayınlıyor olmak insanları harekete geçirmek için yeterli mi? Yoksa sosyal medya içerikleriniz şunlardan birine sahip olabilir mi?
- Bu okulun sosyal medya kanalında çocuğumun gelişimi ile ilgili çok iyi öneriler görüyorum.
- Bu okulun sosyal medya kanalında ilham veren paylaşımlar var.
- Bu okulun sosyal medya kanalı tam olarak benim yaşam biçimimi yansıtıyor.
- Bu okulun içeriklerini çok eğlenceli buluyorum
- Bu okulu sosyal medya içeriklerinde okuma, izleme, dinleme önerileri ufkumu açıyor
- Bu okulun içerikleri beni ödüllendiriyor, kendimi değerli hissediyorum vb.
Bu örnek başlıkları çoğaltabilir ve maddeleri nasıl içeriğe dönüştürebileceğinizin üstüne gidebilirsiniz.
3- İçerik türlerinin sadece bir-ikisinden yararlanmak
Sosyal medya kanallarının amacı kullanıcılarının daha fazla süre geçirmelerini sağlamak. Dolayısıyla sürekli yeni içerik türleriyle karşımıza çıkıyorlar. Genellikle de en yeni içerik türleri (Reels, Instastory etiketleri gibi) organik görüntülenmenin en çok gerçekleştirdiği içerik türleri oluyor.
Okullar ise genellikle fotoğrafların üstüne yazı yazarak yayınlamayı tercih ediyor. Bu algoritma için yetersiz göründüğü gibi takipçi açısından da zengin bir içerik deneyimi sunmuyor.
4- İçerik sıklığını takip etmemek
Sosyal medya kanallarının algoritmalarında en çok dikkate aldığı metriklerden bir tanesi içerik sıklığı ve istikrar. Bu sayede algoritmalar takipçilerinizin beğenilerini anlamaya çalışıyor ve onların akışında gösteriyor. Bir okul festivalinde günde 20 Instastory, 5 gönderi yayınlayıp iki hafta sessiz kaldığınız zaman hesabınız otomatik olarak akışlarda geri planda kalabilir.
5- İçerikleri öne çıkarmamak ve yetersiz etkileşim
Özellikle Instagram üzerinden örneklendirmek gerekirse paylaştığınız bir içerik takipçilerinizin sadece %5’ine gösteriliyor. Yani 1000 kişide 50 kişinin akışına düşüyor diyebiliriz. O 50 kişi ilk yarım saat içerisinde beğenir, paylaşır veya yorum yapar ise bu performansa bağlı olarak bir 50 kişinin daha önüne düşüyor.
Özetle gönderilerinizi sık sık küçük bütçelerle tanıtmalısınız. Eğer kimse görmeyecek ise sadece sizin ve küçük çevrenizin göreceği bir içerik paylaşmış olursunuz.
6- Piksel ve olay kurulumu yapmamak
Özel okulların web sitelerine girdiğimizde genellikle sosyal medya kanallarıyla ilişkilendirmediklerini görüyoruz. Peki bu ilişkilendirme ne işe yarar? Piksel kurulumu sayesinde Facebook, Instagram ve web sitenizin birbirine bilgi alışverişinde bulunmasını sağlarsınız.
Yine bir örnekle açıklayayım, web sitenizde “bizimle iletişime geç” sayfanıza girmiş fakat iletişime geçmemiş kişilerin karşısına Instagram’da reklamla çıkabilirsiniz. Bu ziyaretçi muhtemelen sizinle aksiyon almaya en yakın ziyaretçidir.
Diğer yandan sitenizdeki ziyaretçilere benzer nitelikler taşıyan kişilerden oluşan benzer kitleler ya da özel kitleler oluşturarak reklam verebilirsiniz.
7- Sosyal medya konseptine uygun olmayan türde içerikler
Birçok okulun adeta basılı broşürleri kare tasarımlara dönüştürüp çok fazla yazı ve üst üste binmiş fotoğraflarla yayınladığına tanık oluyoruz. Özellikle de Instagram çok fazla argümanı bir gönderide sıkıştırıp yayınlayabileceğimiz bir kanal değil. İnsanlar bunun için sosyal medyada değiller, iyi vakit geçirmek istiyorlar.
Ne yapabilirsiniz: Örneklerini görmek isterseniz aslında takip edebileceğiniz en iyi yer Instagram’ın kendi instagram kanalı olabilir.
8- Videolara yazı ve logolar ekleyip yayınlamak
Uygulamalar kullanıcılar tarafından kendi özelliklerinin tamamının kullanıldığı türde içerikleri keşfet alanında daha çok öne çıkarıyor. Aynı zamanda bu izleyiciler tarafından da daha doğal bulunuyor.
Bir gönderide Photoshop’ta müdahale edilmemiş, üstünde yer almayan bir fotoğraf, konum girili, en fazla 4 hashtag ve 150 karakter yazı.
Aynı konu reels veya diğer video içerikleri için de geçerli. Instagram’da bir reels videosunu cihazınıza indirdiğinizde videonun üstünde Instagram logosu görürsünüz. Bu Tiktok’ta da aynı şekilde. Diğer yandan Instagram üstünde logo yer alan videoları çok fazla öne çıkarmıyor, ya da yazı yer alan videoları.
Eski alışkanlıklarınızdan yola çıkarak videonuza okul logosu ya da sloganlar eklediğinizde direkt puanınız kırılıyor.
9- Mesajlaşmayı yapılandırmamak
Sosyal medya kullanıcıları ile etkileşim kurmanın en iyi yollarından birisi yazışmak. Hatta takipten daha güçlü, çünkü satın alma eylemine çok daha yakın bir aksiyon. Genellikle işletme hesaplarında şu oluyor: Mesajların istekler kısmında 20 mesaj birikmiş, en eskisi bir ay önce gönderilmiş, cevap vermek için de çok geç kalmışsınız. Bu kötü bir izlenim bırakıyor.
Bunun yerine mesaj otomasyonlarınızı yaparak Instagram, Facebook Messenger ve WhatsApp Business’ta hazır yanıt senaryoları oluşturabilirsiniz. Mesaj otomasyonları şu formatları içeriyor:
- Gelen kutunuza X kelimesi geçen bir mesaj gelince verilecek otomatik mesaj,
- Sık sorulan sorular ve otomatik yanıtlar
- Uzaktayız mesajı ve mesai saatlerinizin bildirilmesi
- Biri sayfanızı önerdiğinde otomatik teşekkür mesajı gibi.
10- Zayıf görsel kimlikler
Sosyal medya Türkiye’de insanların en az 3 buçuk saatini geçirdiği bir yer. Herkesin ilgi alanı ve arayışı farklı. Fakat kendi ilgi alanlarımızda en iyi görüneni, özgün olanı veya trend belirleyici olanı beğeniyoruz.
Geleneksel iletişimde de dijital pazarlamada da kurumsal iletişimin en önemli unsurlarından biri “görsel kimlik ve bütünlüğe” sahip olmak. Bu markanızın hatırlanması ve çağrışımlarını güçlendirirken imajınızı da güçlendiriyor. Kurumsal dil, renkler, modern tasarımın beklentilerini karşılayan bir görsel dil marka imajı için büyük önem taşıyor.
Aklınıza gelen koyu yeşil renkli bir lisenin adını sorsam cevabınız ne olurdu?
Cevap büyük ihtimalle Darüşşafaka olacaktır.
Bonus: Yaz tatillerinde hesapları sessiz bırakmak
Sosyal medya içeriklerinin periyotlarından ve içerik sıklığının öneminden bahsetmiştik. Okul içindeki sezon yorgunluğunu ve rehaveti tahmin etmek zor değil. Ama yıl boyunca sürekli olarak etkinliklerinizden, eğitim anlayışınızdan, akademik bilgilerden bahsettiniz. Peki yaz tatili sizi takip etmeyen veliler tarafından keşfedilmek için harika bir dönem değil mi?
- “Çocuklarınızın yaz tatilini dolu dolu geçirmesini sağlayacak okuma önerileri” içeriği
- “Yaz tatilinde eğlenceli matematikle çocuğunuzun zekasını çalıştıran bulmacalar” içeriği
- “Yeni eğitim döneminde çocuğunuzun karşılaşabileceği bariyerler ve çözümleri” içeriği
- “Mezunlarınızın alıntıları veya öğrencilere önerileri” içeriği
- Öğretmenlerinizin, özellikle psikolojik danışmanların ebeveyn-çocuk ilişkisi önerileri
Özetle, sosyal medya adaylarla, velilerle, öğrencilerle, bağışçılarla ve paydaşlarınızla etkileşim kurabileceğiniz bir yer. Kaynaklarınızı en iyi şekilde ve akıllıca kullanarak daha görünür olabilirsiniz.
Sorularınız ve danışmanlık desteği için seda@recrodigital.com adresime yazmaktan çekinmeyin.